Kuklacı'nın ayrılmasını müteakiben şaşkınlık içerisine düşen Azat ve Gaffar Bey'ler önce ne yapacaklarını bilemediler. Ardından köşk üyeleri tarafından Gaffar'dan daha kıdemli olan Azat Bey'in (ki kendisine artık Azat Efendi denilmeye başlanmıştı) yöneticiliğin verilmesi kararı alındı. Azat Efendi döneminin en büyük farklarından biri Beyaz Köşk içinde varolan sadakat devrinin yavaş yavaş kapanmaya başlaması oldu. Fare adamlar yaratıcıları gittiklerinden beri daha az itaatkar olmuşlardı. Bir nevi özgür iradeleriyle karar verir hale geldiler. Beyaz Köşk'e karşı fare adam ayaklanmaları oldu. Güçlü beyaz büyücüler bu ayaklanmaların bir çoğunu bastırdılarsa da, bu baskı beyaz köşkten kopmaları engelleyemedi. 3-4 sene içerisinde köşke bağımlı fare adam sayısı üçte bire düştü.
Bu süre zarfında bilime meraklı bir kişi olan Gaffar Bey, Eminönü'nde kalan az sayıda akademik kişi tarafından kurulan ve İstanbul'un kurtulması için kendilerini bilimsel çalışmalara adayan Genç Bilgililer adlı bir guruba maddi imkan ve çalışacak güvenli bir ortam sağladı. Aynı zamanda Beyaz Büyücülerin en güçlülerinden olan Gaffar, Genç Bilgililerin büyü alanındaki yüksek kültürden de faydalanmalarını sağladı. Beraber bir çok projeler ortaya çıkardılar.
Bu projelerin belki de en çok bilineni "Makine"dir. Yani yaratıkları temizlemek amacıyla, çeşitli iş makinelerinin profilleri kullanılarak yapılan ve büyünün gücü ile çalışan, yok etme yetkisine sahip bir çeşit araç. Bu araçtan 2 adet numune ürettiler ve meteor bölgesinde denemeye açtılar. Prototiplerden biri başarısız olmuştu ancak diğeri 6 ay gibi çok uzun bir süre saklı türlerle mücadele ettiği halde bozulmadı. "Makine" başarılı olmuştu. Üretimi çok zor ve zahmetli olsa da buna değeceğini, Fare adamlarla artık bir yere ulaşılamayacağını anlayan Gaffar Bey Beyaz Köşk'ün mevcudiyetini korumak için bu projeyi var gücü ile desteklemeye devam etti.
Ancak bazı şeyler geri dönülemeyecek noktalara gelmeye başlamıştı. Beyaz Köşk döneminde Meteor bölgesi, Sirkeci Garı çevresinden Galata Köprüsü ve Limanlara kadar olan kısım, hatta kısmen meteor bölgesi, Karaköy ve tünelden Beyoğlu'na kadar uzanan kısımlar güvenli bölgeler haline gelmişti. Ancak fare adamların önemli bir kısmının ayrılmasıyla, Beyaz Köşk, Eminönü için tam güvenlik sağlayacak bir otorite olmaktan uzaklaşmaya başlamıştı. Aynı zamanda Azat Efendi tarafından Beyaz Köşk hakimiyetinin korunmaya çalışması, Büyük Postane merkezli şehir meclisinin kapatılmasına kadar varılan üzücü bir noktaya taşınmıştı ki esas kopma noktası bu oldu. Gerçekte şehir meclisi hiç kapanmadı, düzensiz ve gizli olarak buluşmalar hep devam etti. Fakat Azat Efendi artık diplomasinin dışında kalmıştı.
Sonra işler daha da kötüleşti. Meclis'in gizli faaliyetlerini öğrenen ve geri kalan az sayıda kurumun bağlılığını sağlayamayan Azat Efendi, İstanbul insanı üzerinde tam yönetim sağlamak üzere harekete geçti. Uzun süredir aradığı fare-adam büyüleri üzerine yazılmış dokümanları bir şekilde buldu. Bu büyüleri kullanmak konusunda Gaffar bey ile aralarında büyük bir fikir ayrılığı doğdu. Gaffar Bey fare adam üretimi ve İstanbul üzerinde tam hakimiyet sağlamak konularına temelden karşı idi. Zamanla bu olay, iki büyü ustasının aralarını açtı. Azat Efendi, Gaffar Bey'in karşıtlığına rağmen beyaz büyücülerinin çoğunluğu üzerinde etki sahibi idi. Bu etki belki de Mansur bey'in kuzeni olmasından kaynaklanıyordu kim bilir.
İki sene içerisinde Azat efendi bir çok fare adam üreterek köşkteki fare adam mevcudiyetini iki katına çıkardı.
Bu süre içerisinde Gaffar Bey kendi projelerine devam etti. Ancak Beyaz Köşk'teki ilk fare adam gurubundan yani Gezginler'den biri olan Topuz isimli fare adam (Fare adamlara insanlarla karışmaması açısından isim verilmezdi, sadece lakap takılırdı) aslında dışarıdaki belirsiz bir güç için çalışan bir muhbirdi. Topuz'un verdiği bilgilerle harekete geçen bir grup bilinçli saklı tür, Gaffar Bey'in dışarıda olduğu bir sırada , atölyeye baskın düzenlediler. Atölyenin savunmasını etkisiz hale getiren savaşçı grup, Genç Bilgililer'in bir kısmını katletti. Katliamın ortasında olay mahalline gelen Gaffar Bey'in, o zamana kadar bilinçsiz hiç bir şey yapmamış bu İstanbul beyefendisinin belki de ilk kez olarak ağzından ölüm sözcükleri döküldü. Ve saldırgan yaratıkların büyük bir kısmı cesetleri dahi ortada kalmamacasına katledildi. Etraf bir anda bu öfke karşısında korku içerisinde aklını kaybeden insan ve yaratıklarla doldu. Korkunç bir yanık kokusu etrafı kapladı. Saldırıdan son anda kurtulabilen Topuz'un bir bacağı koptu. Atölyenin büyük bir kısmı yıkıldı. Yeni geliştirilen Makine prototipi de bu öfkeden payını aldı. Bu olayın ardından Gaffar Bey'in çok sevdiği ekibi bile, kendisine karşı uzun bir süre mesafeli davrandılar.
Bu olayın sonucunda, Gaffar Bey, Azat efendi ile vedalaştı ve ekibinden kalanları ve projelerini toplayarak kaybedilmiş topraklara, Çemberlitaş yönünde uzaklaştı. Meteor bölgesinin ardına geçmek, delice bir hareket olmasına rağmen, Azat Efendi, Gaffar Bey'e duyduğu saygıdan dolayı onu durdurmadı. Genç Bilgililer içerisinde Eminönü'nde kalanlar da oldu. Onlar da Beyaz Köşk ile bağlantılarını kopararak dağıldılar.
(1972 - Gaffar beyin vedası)
Azat efendi, 1972 yılından, 1974 yılına kadar, Beyaz Köşk'ün mevcudiyetini sürdürmeye çalıştı. Eminönü üzerinde otoritesini kaybetmemek için, kuvvet kullanımını arttırarak devam etti. Beyaz Köşk'de Azat Efendi'ye bağlı beyaz büyücüler arasında bile kopmalar meydana gelmeye başlamıştı.
Bu süre zarfında bilime meraklı bir kişi olan Gaffar Bey, Eminönü'nde kalan az sayıda akademik kişi tarafından kurulan ve İstanbul'un kurtulması için kendilerini bilimsel çalışmalara adayan Genç Bilgililer adlı bir guruba maddi imkan ve çalışacak güvenli bir ortam sağladı. Aynı zamanda Beyaz Büyücülerin en güçlülerinden olan Gaffar, Genç Bilgililerin büyü alanındaki yüksek kültürden de faydalanmalarını sağladı. Beraber bir çok projeler ortaya çıkardılar.
Bu projelerin belki de en çok bilineni "Makine"dir. Yani yaratıkları temizlemek amacıyla, çeşitli iş makinelerinin profilleri kullanılarak yapılan ve büyünün gücü ile çalışan, yok etme yetkisine sahip bir çeşit araç. Bu araçtan 2 adet numune ürettiler ve meteor bölgesinde denemeye açtılar. Prototiplerden biri başarısız olmuştu ancak diğeri 6 ay gibi çok uzun bir süre saklı türlerle mücadele ettiği halde bozulmadı. "Makine" başarılı olmuştu. Üretimi çok zor ve zahmetli olsa da buna değeceğini, Fare adamlarla artık bir yere ulaşılamayacağını anlayan Gaffar Bey Beyaz Köşk'ün mevcudiyetini korumak için bu projeyi var gücü ile desteklemeye devam etti.
Ancak bazı şeyler geri dönülemeyecek noktalara gelmeye başlamıştı. Beyaz Köşk döneminde Meteor bölgesi, Sirkeci Garı çevresinden Galata Köprüsü ve Limanlara kadar olan kısım, hatta kısmen meteor bölgesi, Karaköy ve tünelden Beyoğlu'na kadar uzanan kısımlar güvenli bölgeler haline gelmişti. Ancak fare adamların önemli bir kısmının ayrılmasıyla, Beyaz Köşk, Eminönü için tam güvenlik sağlayacak bir otorite olmaktan uzaklaşmaya başlamıştı. Aynı zamanda Azat Efendi tarafından Beyaz Köşk hakimiyetinin korunmaya çalışması, Büyük Postane merkezli şehir meclisinin kapatılmasına kadar varılan üzücü bir noktaya taşınmıştı ki esas kopma noktası bu oldu. Gerçekte şehir meclisi hiç kapanmadı, düzensiz ve gizli olarak buluşmalar hep devam etti. Fakat Azat Efendi artık diplomasinin dışında kalmıştı.
Sonra işler daha da kötüleşti. Meclis'in gizli faaliyetlerini öğrenen ve geri kalan az sayıda kurumun bağlılığını sağlayamayan Azat Efendi, İstanbul insanı üzerinde tam yönetim sağlamak üzere harekete geçti. Uzun süredir aradığı fare-adam büyüleri üzerine yazılmış dokümanları bir şekilde buldu. Bu büyüleri kullanmak konusunda Gaffar bey ile aralarında büyük bir fikir ayrılığı doğdu. Gaffar Bey fare adam üretimi ve İstanbul üzerinde tam hakimiyet sağlamak konularına temelden karşı idi. Zamanla bu olay, iki büyü ustasının aralarını açtı. Azat Efendi, Gaffar Bey'in karşıtlığına rağmen beyaz büyücülerinin çoğunluğu üzerinde etki sahibi idi. Bu etki belki de Mansur bey'in kuzeni olmasından kaynaklanıyordu kim bilir.
İki sene içerisinde Azat efendi bir çok fare adam üreterek köşkteki fare adam mevcudiyetini iki katına çıkardı.
Bu süre içerisinde Gaffar Bey kendi projelerine devam etti. Ancak Beyaz Köşk'teki ilk fare adam gurubundan yani Gezginler'den biri olan Topuz isimli fare adam (Fare adamlara insanlarla karışmaması açısından isim verilmezdi, sadece lakap takılırdı) aslında dışarıdaki belirsiz bir güç için çalışan bir muhbirdi. Topuz'un verdiği bilgilerle harekete geçen bir grup bilinçli saklı tür, Gaffar Bey'in dışarıda olduğu bir sırada , atölyeye baskın düzenlediler. Atölyenin savunmasını etkisiz hale getiren savaşçı grup, Genç Bilgililer'in bir kısmını katletti. Katliamın ortasında olay mahalline gelen Gaffar Bey'in, o zamana kadar bilinçsiz hiç bir şey yapmamış bu İstanbul beyefendisinin belki de ilk kez olarak ağzından ölüm sözcükleri döküldü. Ve saldırgan yaratıkların büyük bir kısmı cesetleri dahi ortada kalmamacasına katledildi. Etraf bir anda bu öfke karşısında korku içerisinde aklını kaybeden insan ve yaratıklarla doldu. Korkunç bir yanık kokusu etrafı kapladı. Saldırıdan son anda kurtulabilen Topuz'un bir bacağı koptu. Atölyenin büyük bir kısmı yıkıldı. Yeni geliştirilen Makine prototipi de bu öfkeden payını aldı. Bu olayın ardından Gaffar Bey'in çok sevdiği ekibi bile, kendisine karşı uzun bir süre mesafeli davrandılar.
Bu olayın sonucunda, Gaffar Bey, Azat efendi ile vedalaştı ve ekibinden kalanları ve projelerini toplayarak kaybedilmiş topraklara, Çemberlitaş yönünde uzaklaştı. Meteor bölgesinin ardına geçmek, delice bir hareket olmasına rağmen, Azat Efendi, Gaffar Bey'e duyduğu saygıdan dolayı onu durdurmadı. Genç Bilgililer içerisinde Eminönü'nde kalanlar da oldu. Onlar da Beyaz Köşk ile bağlantılarını kopararak dağıldılar.
(1972 - Gaffar beyin vedası)
Azat efendi, 1972 yılından, 1974 yılına kadar, Beyaz Köşk'ün mevcudiyetini sürdürmeye çalıştı. Eminönü üzerinde otoritesini kaybetmemek için, kuvvet kullanımını arttırarak devam etti. Beyaz Köşk'de Azat Efendi'ye bağlı beyaz büyücüler arasında bile kopmalar meydana gelmeye başlamıştı.